/Aşk’a birkaç cümle kadar
Uzağız
İkimiz.../
Karlar altına
Mahkûm edilmiş aşk,
Kimseyi umursamaz, bildiğini okur...
Deli kardelen kadar cesur
İlk yanığını
Soğuktan alan ciğerlerimiz
Ağlamamız için hazırlanmış
İkinci bahanemiz...
Çığ düşmüş kapalı yollarında
Bayram sabahı
Doğum sancıları çeken bir annenin
Feryadı!
Ve buz tutan hayata
İlk adım gibi
Acı tadında
/Sevdamız.../
Kırmızının krizanteme sevdası
Ve ante’ye kazılan mezar
/Umutlarımız.../
Bahara bilenecek
Kar altında
Bekleyecek yağmuru
Buz tutan elleri
Yükseltmeden sema ya
Rahmet dilemeyi de öğrenecek...
Beyaza bürünmüş mavi gibi
Kırmızı’ya hasret
/Sabrımız.../
Belki de yüreklerde rengini yitirecek
Gün yüzüne hasret
İnatla baharı olacak yüreklerin
Sonsuz olmasa da sonu
Uçmasa da semada sokak çocukları
Şahin görünecek bakınca
Karga yavrusu...